Uçurumun eşiğinde bir zavallı. Bir şair. Lüzumsuz şair. Bir zamanlar küçücük biriyken şimdi hayalindeki hobiyi yapıyor. Şiir yazıyor. Ama iyi değil. Hayır şiirleri çok iyi. Fakat iyi olmayan şey biraz uçuk olan hayalleri ve düşünceleri. Bazen iyi oluyor, bazen nefret kusuyor kağıda yazarken.. Farklı bir yapısı var. Bazen eğlenceli neşeli. Bazen de hayattan bıkmış ve kederli. Elinde değil ama bu hareketleri. Zihni onu kontrol ediyor sanki...
Lüzumsuz şair. Neler yapmadı ki. Sevilmeyecek kişileri sevdi, olmayacak işlere gönül verdi. Hayal kırıklığı yaşadı, kaç bin defa.. Ama hep dimdik ayaktaydı. Yorulmadı. yıkılmadı hiç bir zorluk karşısında. düştü çoğu zaman. Ama ağlamak yerine doğruldu. Hemde bu sefer daha sağlam bir şekilde..
Peki kim bu Lüzumsuz şair.? İşte karşınızda Lüzumsuz Şair... Hadi adios...
başlıksız hayallerdi bizimkisi
16 Nisan 2013 Salı
30 Mart 2013 Cumartesi
Ne vardıki yani. bizlerde hayal kurardık. Ucsuz bucaksız denizlere dalar, hayallerin peşinden koşardık. Kovalardık hep hayalleri. Peki neden? Başka uğraşımız yoktuki. Boş boş hayaller kurar, birde utanmadan arkasından koşardık. Annemiz ise sadece bizi izlemekle yetinirdi. Ne yapsın. Sanki bizi engellese hayallerimizden vaz geçecekmiydik ki. Tabikide hayır. hayallerimizdi onlar. Mesela sen. birşeyin olacağına inansan. Ki bu birşey büyük bişey olsa. vaz geçermiydin?? Geçmezdin. Geçmezdim. Geçmezdik..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)